Masaj uygulamalarını ilk kez Çinliler günümüzden yaklaşık olarak 3 bin yıl önce uyguladı. Daha sonra Eski Yunanlı hekimlerden Hippokrates burkulma ve çıkıkların terapisinde ve kabızlıkta masaj uygulamalarını denedi. 19. yüzyılın başında Stockholmlü hekim Per Henrik Ling eklem ve kaslardaki rahatsızlıklarda da aromatik yağlar ile uygulanabilecek bir masaj yöntemi önerdi. Ling’in etkisiyle Avrupa da masaj uygulamalarına rağbet artmış ve İsveç masaj tekniği Avrupa çapında yayılmıştır. Ling, tıbbi jimnastik ve masaj uygulamalarına büyük önem vermiş; hareketleri pasif ya da jimnastik hareketler, basınç, ovma, titretme, vurma ve döndürme olarak sınıflandırmıştır. Daha sonra bu yöntem ile artrit sonucunda oluşan biçim bozuklarının terapisinde ve felçli hastalardaki kasların yeniden çalıştırılması amacıyla kullanılmaya başlandı
Masaj uygulamaları ağrıyı dindirmek, belirli bir bölgedeki şişliği azaltmak, kasları gevşetmek, yaralanma sonucunda ortaya çıkan gerilme ve burkulmalarda iyileşmeyi hızlandırmak ve kasları rahatlatmak amacıyla uygulanır. Genel inanışın aksine, masaj uygulamaları kas gücünün azalmasına engel olmaz ya da yağ birikimlerinin ortadan kalkmasını sağlamaz.
Masaj uygulaması fizyolojik esaslara dayanır, örneğin bir alana yapılan masaj, alttaki iç organlardan gelen ağrıyı azaltır ya da ortadan kaldırır. Masajın deri damarlarında neden olduğu değişiklikler alttaki dolaşımın durumunu da etkiler. Birikmiş sıvıların emilimini kolaylaştırmak için de masaj için üretilmiş aromatik yağlardan yararlanılabilir. Kaslara yapılan masaj uygulamaları bir çalışmadan önce uygulanırsa, daha fazla kan hücumunu sağlayarak ve kasları hafifçe ısıtarak onları ekinliğe hazırlar ve kolaylaştırır.